Anasayfa HaberlerNissan CO2 Emisyonlarını Yüzde 22,4 Oranında Düşürdü

Nissan CO2 Emisyonlarını Yüzde 22,4 Oranında Düşürdü

ile pistonv2
0 yorumlar

Nissan CO2 emisyonları son 10 yılda %22,4 azaldı. NGP2016 kapsamında enerji tasarrufu, yenilenebilir kaynak ve sıfır emisyonlu araç yatırımlarıyla Nissan sürdürülebilirlikte öne çıktı.

Nissan’ın yayımladığı yıllık sürdürülebilirlik raporuna göre Nissan CO2 emisyonları 2005’ten bu yana yüzde 22,4 oranında azaldı. İklim değişikliğiyle mücadelede dünyanın dört bir yanındaki işletmeleri aynı çatı altında toplayan Carbon Disclosure Project (CDP) değerlendirmelerinde de güçlü bir performans ortaya koyan Nissan, üretim tesislerinde enerji verimliliği ve yenilenebilir kaynak yatırımları ile sıfır emisyonlu araçların yaygınlaşması için attığı adımlar sayesinde otomotivde örnek gösteriliyor. Şirketin Sürdürülebilirlik Yetkilisi Hitoshi Kawaguchi, Nissan CO2 emisyonlarını azaltma hedeflerinin, elektrikli araç teşvikleriyle birlikte enerji ve doğal kaynak kullanımı ile geri dönüşüm odaklarını kapsayan “Nissan Green Program” (NGP) çerçevesinde ivmelendiğini vurguluyor.

NGP’nin odağında: ölç, azalt, dönüştür

2002’de başlayan ve en güncel sürümü NGP2016 olan program, Nissan CO2 emisyonları konusunda üç sac ayağına dayanıyor: üretimde enerji tüketimini ölçmek ve kayıpları azaltmak, yenilenebilir enerji payını artırmak ve ürün gamında sıfır emisyonlu çözümleri yaygınlaştırmak. Bu yaklaşım yalnızca “daha az tüketim” değil, aynı zamanda “akıllı tüketim” prensibini benimsiyor; enerji verimliliğini ürün ve süreç tasarımının içine yerleştiriyor.

NESCO ile tesiste akıllı enerji yönetimi

Nissan Energy Saving Collaboration (NESCO), fabrikalardaki enerji kayıplarını kalem kalem takip eden bir iş birliği ağı. NESCO kapsamında 2015–2016 döneminde yeni araç üretiminde su kullanımını optimize etmek, geri dönüşümlü malzeme kullanımını yüzde 25 artırmak (yeni ekip bu hedefe yönelik atandı) ve Nissan CO2 emisyonlarının kaynak bazlı takibini standartlaştırmak gibi somut başlıklar öne çıkıyor. Burada amaç, veriyi anlık yakalayıp hızlı müdahale edebilen bir enerji yönetimi kültürü oluşturmak.

Sunderland ve Aguascalientes: yenilenebilirin iki vitrini

İngiltere’deki Sunderland fabrikasında 10 rüzgâr türbini uzun süredir devredeydi; bunlara 19 bin güneş paneli eklendi. Bu kombinasyon, tesisin toplam enerji ihtiyacının yaklaşık %7’sini karşılıyor. Meksika Aguascalientes tesisinde ise 2013’ten bu yana rüzgâr ve biyokütle kaynakları kullanılıyor; böylece enerji ihtiyacının %50’si yenilenebilirden geliyor. Bu iki örnek, Nissan CO2 emisyonları azalışının yalnızca verimlilikle değil, üretimin karbon yoğunluğunu doğrudan düşüren kaynak çeşitliliğiyle mümkün olduğunu kanıtlıyor.

Japonya’daki merkezlerde temiz enerji artışı

Japonya’daki Teknik Merkez ile Tochigi, Oppama ve Yokohama fabrikaları ile Zama Operasyon Merkezi’nde yeni metodolojiler devreye alındı. Sonuç: temiz enerji kullanımında %8 ile %16 arasında artış. Bu kazanımlar, Nissan CO2 emisyonlarını tesis bazında ölçen panellerde doğrudan görülen ve yıllık rapora yansıyan somut düşüşler yaratıyor.

Sıfır emisyonlu ürün cephesi: LEAF ve döngüsel ekonomi

Ürün tarafında ise Nissan, dünyanın en çok satan elektrikli otomobillerinden LEAF ile “sıfır emisyon” vizyonunu geniş kitlelere taşıdı; satışa çıkışından bu yana 200 binin üzerinde kullanıcıya ulaştı. ABD’de yeni LEAF sahiplerine sunulan ücretsiz şarj programı San Francisco, Los Angeles, Seattle ve Portland dahil 15 şehre yayılırken; Avrupa’da enerji yönetim uzmanı Eaton ile yürütülen iş birliği sayesinde kullanım ömrünü tamamlamış EV bataryaları istasyoner depolama projelerinde ikinci hayatlarına kavuşuyor. Bu yaklaşım, Nissan CO2 emisyonları üzerinden ölçülen toplam çevresel etkinin yalnızca araç kullanımında değil, batarya yaşam döngüsünün tamamında düşmesini sağlıyor.

Akıllı şebeke ve kullanıcı faydası

Nissan, Avrupa’nın büyük enerji oyuncularından biri olan Enel ile tüketicinin elektrik kullanımını daha verimli yönetmesini sağlayan çözümler üzerinde de çalışıyor. V2G (Vehicle-to-Grid) gibi teknolojiler; yoğun saatlerde şebekeyi destekleyip boş saatlerde enerji depolayarak kullanıcıya maliyet avantajı sağlarken, sistem düzeyinde Nissan CO2 emisyonları azaltımına da dolaylı katkıda bulunuyor. Böylece elektrikli araç, sadece bir ulaşım aracı değil, enerji ekosisteminin aktif bir bileşeni haline geliyor.

Altyapı yatırımı: şarj ağının genişlemesi

Japonya’da 2015 boyunca kentlere 1.119 hızlı şarj istasyonu kurulması, elektrikli mobilitenin kritik eşiği olan “erişim” sorununu çözmeye dönük bir hamle. Erişim arttıkça kullanıcıların menzil kaygısı düşüyor; bu da Nissan CO2 emisyonlarının kullanım fazında daha hızlı azalması anlamına geliyor. Satış sonrası hizmetler ve şarj erişimi birlikte ele alındığında, toplam kullanıcı deneyimi güçleniyor.

CDP’de liderlik: raporlamadan eyleme

CDP ölçütleri, şirketlerin iklim stratejilerini yalnızca hedef olarak değil, gerçek uygulamalar ve sonuçlar üzerinden değerlendiriyor. Nissan; şeffaf raporlama, tedarik zinciriyle ortak hedefler ve ürün portföyünde emisyon odaklı inovasyonlarla puan topluyor. Tedarikçiler için oluşturulan karar matrislerinde enerji verimliliği ve Nissan CO2 emisyonlarına katkı net biçimde izleniyor; böylece değer zinciri genelinde ortak bir dil oluşuyor.

Sekiz stratejik sütun: çevreden yönetişime

Nissan, sürdürülebilirliği yalnızca çevre başlığına hapsetmiyor. Rapor; çevrenin korunması, güvenlik, insancıllık, kalite, değer zinciri, çalışanlar, ekonomik katkı, kurumsal yönetim ve iç denetim gibi sekiz stratejik alandaki ilerlemeyi detaylandırıyor. Bu bütüncül bakış, Nissan CO2 emisyonları düşüşünü destekleyen kültürel zemini güçlendiriyor: çalışan bağlılığı, kalite süreçleri ve etik yönetim, teknik hedeflerin kalıcı sonuçlara dönüşmesini sağlıyor.

Rakamların ötesi: neden %22,4 önemli?

Yüzde 22,4’lük düşüş, tek kalemde gerçekleşmiş bir sıçrama değil; on yıla yayılan bir dönüşümün toplam etkisi. Eğer üretim hacmi büyürken Nissan CO2 emisyonları düşüyorsa, iki şey doğru yapılmıştır: enerji verimliliği artmış, enerji sepeti de karbonsuzlaşmıştır. Sunderland ve Aguascalientes örnekleri bunu gösteriyor; Japonya’daki temiz enerji artışları ve NESCO’nun veri odaklı yaklaşımı ise bu etkiyi kalıcı hale getiriyor.

Piston Kafalar yorumu

🌱 “Veriyle ölç, yenilenebilirle besle, üründe sıfır emisyonu yay.” Nissan’ın stratejisinin özeti bu gibi. Nissan CO2 emisyonları düşerken kullanıcıya da somut fayda geliyor: daha düşük enerji maliyeti, daha sessiz ve temiz ulaşım. Sizce öncelik hangi cephede olmalı: daha çok istasyon mu, yoksa daha düşük maliyetli batarya mı? Yorumlara bekleriz!

Son söz: yol haritası net

NGP2016 kapsamında atılan adımlar ve CDP liderliği, Nissan CO2 emisyonlarını azaltmanın bir “yan proje” olmadığını; üretimden ürüne uzanan bir çekirdek strateji olduğunu gösteriyor. Rüzgâr ve güneş yatırımlarıyla güçlenen fabrikalar, döngüsel ekonomiyi destekleyen ikinci ömür batarya projeleri ve kullanıcıyı merkeze alan şarj ekosistemi, Nissan’ın sürdürülebilirliği rekabet avantajına dönüştürdüğünün kanıtı. Bundan sonra hedef, bu modeli daha fazla tesiste ve pazarda çoğaltmak. Kısacası, Nissan CO2 emisyonları düşerken mobilitenin geleceği daha erişilebilir ve temiz bir yola giriyor.

Bunları da Okuyun

Yorum Bırakın