Volvo otonom sürüş teknolojisini geliştirmek için İsveçli ailelerle işbirliği yapıyor. Drive Me projesiyle XC90’lar gerçek trafikte test ediliyor.
Otomotiv dünyasında güvenliğin simge markalarından biri olan Volvo Cars, geleceğin teknolojisi kabul edilen otonom sürüş alanında dikkat çekici bir projeye imza atıyor. Volvo otonom sürüş teknolojisini geliştirmek amacıyla yürütülen Drive Me projesi, İsveçli ailelerin katılımıyla gerçek yol şartlarında ilerliyor.
Drive Me Projesi Nedir?
Drive Me, Volvo Cars tarafından başlatılan, kullanıcıların günlük yaşamda otonom araç deneyimlerini analiz etmeyi amaçlayan kapsamlı bir araştırma programı. Bu projede araçlar, Göteborg ve çevresindeki trafiğe açık yollarda test ediliyor. Volvo mühendisleri, kullanıcıların günlük sürüş alışkanlıklarını gözlemleyerek çok değerli veriler elde ediyor.
Programın amacı, otonom teknolojiyi yalnızca laboratuvarlarda değil, gerçek hayatta, kullanıcıların alışverişe giderken, işe gidip gelirken veya çocuklarını okula bırakırken yaşadıkları deneyimlerle geliştirmek.
İlk Aileler Araçlarını Teslim Aldı
Göteborg’da yaşayan Hain ve Simonovski aileleri, Drive Me projesine katılan ilk aileler oldu. Volvo XC90 modelleri, gelişmiş kamera ve sensörlerle donatılarak bu ailelere teslim edildi. Araçlar, sürücü davranışlarını ve çevresel etkileşimleri detaylı şekilde kaydedecek.
Hain ailesi Alex ve Paula (45 yaşında) ile kızları Filippa (17) ve Smilla’dan (14) oluşuyor. Simonovski ailesi ise Sasko (44), eşi Anna (41) ve çocukları Elin (10) ile Villiam’dan (8) oluşuyor. Önümüzdeki dönemde üç aile daha projeye dahil olacak. Dört yıl içinde toplam 100 kişinin Drive Me kapsamında yer alması planlanıyor.
Katılımcıların Rolü
Proje başlangıç aşamasında sürücüler direksiyon üzerinde ellerini tutarak aracı aktif şekilde kontrol edecek. Ancak zaman içinde, özel eğitimlerden geçen aileler, daha gelişmiş sürüş destek sistemlerine sahip araçları test etme imkanı bulacak.
Volvo Cars güvenlik uzmanlarının gözetiminde yapılacak bu denemeler, kademeli olarak otonom sürüşe geçişin nasıl gerçekleşeceğini ortaya koyacak. Güvenlikte herhangi bir soru işareti bulunan hiçbir teknoloji kullanıcıya sunulmayacak.
Volvo’nun 2021 Hedefi
Volvo Cars, 2021 yılına kadar tamamen otonom bir aracı ticarileştirmeyi planlıyor. Drive Me projesinden elde edilen kullanıcı deneyimleri ve teknik veriler, bu hedef için kritik önem taşıyor.
Volvo Ar-Ge Kıdemli Başkan Yardımcısı Henrik Green, proje hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:
“Drive Me, Volvo Cars için çok önemli bir araştırma projesi. Aileleri sürece dahil ederek çok değerli bilgiler toplamayı hedefliyoruz. Bu bilgileri otonom sürüş teknolojimizi şekillendirmek ve geliştirmek için kullanacağız.”
Kullanıcı Deneyimi Öne Çıkıyor
Proje katılımcılarından Alex Hain, deneyimi şöyle aktardı:
“Bu projenin bir parçası olmak çok güzel. Bir gün hayat kurtaracak olan bir teknolojinin geliştirilmesine katkı sağlamak heyecan verici.”
Bu sözler, kullanıcıların yalnızca test sürücüsü olmadığını, aynı zamanda gelecekteki güvenlik standartlarının belirlenmesinde önemli rol oynadıklarını ortaya koyuyor.
XC90’ın Rolü
Volvo’nun amiral gemisi SUV modeli XC90, Drive Me projesinin temel aracı olarak seçildi. Premium segmentte konumlanan XC90, gelişmiş sürüş destek sistemleriyle donatıldı. Bu sistemler arasında adaptif hız sabitleme, şerit takip desteği, acil fren asistanı ve çok sayıda sensör teknolojisi bulunuyor.
Araçların üzerinde yer alan özel kamera ve sensörler, hem sürücü davranışlarını hem de çevresel faktörleri kaydediyor. Böylece mühendisler, otonom sistemlerin geliştirilmesinde daha gerçekçi verilere ulaşabiliyor.
Güvenlik Odaklı Yaklaşım
Volvo, yıllardır “dünyanın en güvenli otomobilleri” mottosuyla hareket ediyor. Drive Me projesi de bu anlayışın bir uzantısı. Marka, otonom araçların güvenlikten ödün vermeden sürücülere ve yolculara maksimum konfor sunmasını amaçlıyor.
Bu proje ile Volvo, yalnızca teknoloji geliştirmiyor; aynı zamanda toplumun otonom araçlara güven duymasını sağlamaya çalışıyor