Fernando Alonso 581 Beygirlik Yeni Honda NSX’in Limitlerini Zorladı

ile pistonv2
0 yorum

Fernando Alonso, Estoril’de yeni Honda NSX’i test etti. 581 bg hibrit güç, 9 ileri DCT ve elektrikli tork vektörleme ile Honda NSX pistte sınırlarını zorluyor.

Honda’nın Marysville–Ohio’daki Performance Manufacturing Centre (PMC) tesisinde elde üretilen Honda NSX, McLaren–Honda Formula 1 pilotu Fernando Alonso’nun ellerinde Portekiz’deki Estoril Pisti’nde ciddi bir sınavdan geçti. Teslimatları sonbaharda başlayacak olan yeni süper spor, 3,5 litrelik V6 çift turbo motorunu üç elektromotorla birleştiren hibrit mimarisiyle toplam 581 beygir güce ulaşıyor. Alonso ilk turdan itibaren frenajdan direksiyon tepkilerine kadar pek çok noktada F1’e yakın bir his aldığını söylerken, “NSX’in sürüş hissi bizim F1’de hissettiğimizden çok da farklı değil; biraz daha yumuşak, biraz daha keyifli ama yarış sertliğini de hissettiriyor.” yorumunu yaptı. Bu değerlendirme, Honda NSX’in pist DNA’sını günlük sürüşte “kullanılabilir” bir disipline dönüştürme hedefini adeta özetliyor.

Estoril’de duygusal bir sahne

Estoril, Honda için sembolik bir pist. Efsane Ayrton Senna ilk Grand Prix zaferini 1985’te burada kazanmış, 1980’lerin sonlarında ise ilk nesil NSX’in geliştirme sürecinde Honda mühendislerine pist içgörüsü sağlamıştı. O mirasın modern yorumu olan Honda NSX, aynı pistte Fernando Alonso ile turlarken geçmiş ve bugün arasında bir köprü kurdu. Alonso, özellikle yüksek hızdan düşük hıza sert frenajlarda otomobilin burun dalışının kontrollü olduğunu, hibrit sistemin rejeneratif frenlemedeki ayarı sayesinde pedalda lineer bir his yakalandığını vurguladı.

Hibrit süper sporun mimarisi: güç ve akıl bir arada

Honda NSX’in kalbinde, orta-uzunlamasına konumlandırılmış çift turbo V6 DOHC motor ve bununla entegre elektrikli bir motor bulunuyor. Motor gücü 9 ileri çift kavramalı otomatik şanzıman üzerinden arka tekerleklere iletilirken, ön aksta birbirinden bağımsız çalışan iki yüksek performanslı elektromotor görev yapıyor. Bu düzen, yalnızca toplam gücü yükseltmekle kalmıyor; viraj giriş–apeks–çıkış hattında ön tekerlekler arasındaki torku anlık dağıtarak elektrikli tork vektörleme sağlıyor. Sonuç; daha keskin bir yön değiştirme, daha nötr bir denge ve gaz açıldığında direksiyona daha temiz bir geri bildirim.

Pistte hissettirdikleri: fren, gaz ve çizgi

Alonso’nun altını çizdiği ilk başlık fren performansı oldu. Karbon-seramik frenlerle desteklenen rejeneratif sistem, tur üstüne tur sabit bir pedala sahip. Viraj girişinde arka akstaki elektrik motoru ve şanzıman arası konumlanan güç ünitesi, fren anında enerji geri kazanımıyla sistemi beslerken ağırlık transferini de yönetmeye yardımcı oluyor. Viraj ortasında Honda NSX, ön akstaki elektrik motorlarının tork dağılımıyla burnunu içeri taşımakta istekli; bu hissin doğal bir uzantısı olarak erken gazlamada arkayı “temiz” tutuyor. Bu davranış, Estoril’in meşhur hızlı sağ–sol geçişlerinde otomobili sakinleştirirken tur güvenini artırıyor.

Şasi ve gövde: rijitlik ve denge

Yeni nesil Honda NSX, alüminyum, yüksek dayanımlı çelik ve kompozit malzemelerin akıllı birleşimiyle oluşturulmuş bir uzay kafes şasiye sahip. Amaç, güç aktarma organlarının karmaşıklığını “fazlalık” değil “avantaj”a dönüştürmek. Merkezde konumlanan batarya ve güç üniteleriyle birlikte ağırlık dağılımı dengelenmiş; çok noktadan bağlantılı süspansiyon geometrisi, pistte sert darbeleri sindirirken asfaltın pürüzlerini kabine taşımamaya özen gösteriyor. Estoril’in hızlı virajlarında bu denge, sürücünün gazı daha uzun süre açık tutmasına imkân tanıyor. Honda NSX, bu karakteriyle hem tur odaklı kullanıcılara hem de hafta içi–hafta sonu dengesini gözeten sürücülere göz kırpıyor.

Aktarma organları: üç motorun uyumu

Arka aksta V6 ile şanzıman arasına yerleştirilen elektrik motoru, kalkış ve ara hızlanmalarda turbo boşluğunu maskeleyerek anlık tork sağlıyor; vites değişimleri sırasında da tahrik sürekliliğine katkıda bulunuyor. Ön aksın iki bağımsız motoru, viraj içinde iç–dış tekerleğe ayrı ayrı tork göndererek yönlendirmeyi “gazla” yapabilme olanağı sunuyor. Bu, Honda NSX’in sürüşünü yalnızca hızlı değil, aynı zamanda “eğitici” kılıyor: araç, sürücüye çizgiyi ve ağırlık transferini doğru yönettiğinde daha fazlasını veriyor.

Sürüş modları ve karakter değişimi

Kabinde tek bir döner kumandayla seçilebilen sürüş modları (Quiet, Sport, Sport+ ve Track), gaz pedalı–direksiyon–vites programı kadar hibrit mimarinin devreye giriş eşiğini de değiştiriyor. Honda NSX’te Quiet modunda şehir içi uyumu ön plandayken, Track modunda gaz tepkisi keskinleşiyor, vites programı en üst performansa geçiyor, tork vektörleme müdahaleleri daha agresif hale geliyor. Alonso’nun “sanat eserinin zarafeti ile teknik çizimin kesinliği” benzetmesi, tam da bu iki dünyanın birleştiği noktayı anlatıyor.

Estetik ve ergonomi: atletik ama rafine

Dış tasarımda aerodinamik yüzeyler, hava perdeleri ve motor–fren soğutmasına çalışan kanallar, form ve işlev bütünlüğü yaratıyor. Kabinde alçaltılmış oturma pozisyonu ve iyi çerçevelenmiş görüş açısı, pistte referans noktalarını yakalamayı kolaylaştırıyor. Direksiyonun kalınlığı ve çevresindeki kısa ulaşım mesafeleri, Honda NSX’in yüksek performansı kadar günlük kullanıma dönük pratikliğini de vurguluyor. Estoril’deki test boyunca Alonso’nun yorumları, bu ergonomi–performans dengesinin sürücüde güven oluşturduğuna işaret etti.

Honda mühendislik mirası ve NSX soy ağacı

Birinci nesil NSX, 1990’larda alüminyum monokok gövdesi ve yüksek devirli atmosfere motoruyla sürüş dünyasında devrim yaratmıştı. O otomobili şekillendiren isimler arasında yer alan Ayrton Senna, geliştirme sürecine yaptığı net geri bildirimlerle efsaneyi “insan–makine etkileşimi” dersi haline getirmişti. Yeni Honda NSX, aynı felsefeyi hibrit çağın araçlarıyla yeniden yazıyor: mekanik sadakati sıfır emisyonlu geleceğe hazırlayan elektrikli bir katmanla güçlendiriyor. Estoril’de Alonso’nun attığı turlar, bu yazının pratik bir karşılığına dönüştü.

Piston Kafalar yorumu

🏁 Alonso’nun direksiyonunda Honda NSX, “hızlı olmak kadar öngörülebilir olmanın” da altını çiziyor. Elektrikli tork vektörleme ve güçlü frenaj, tur süresini düşürürken güveni artırıyor. Sizce NSX’i önce pistte mi, yoksa dağ yollarında mı denemek isterdiniz? Yorumlara bekliyoruz!

Bunları da Okuyun

Yorum Bırakın